top of page

HZ. MUHAMMED'Ä°N HÄ°CRETÄ°

Peygamberimiz (s.a.v.), Mekkelileri açıktan Ä°slam’a davet etmeye baÅŸladıktan sonra baÅŸta Ebu Cehil ve Ebu Lehep olmak üzere müÅŸriklerin ileri gelenleri ona karşı çıktılar. Sevgili Peygamberimizle alay ettiler, ona deli, mecnun gibi küçümseyici sözler söylediler. Yeni Müslüman olanlara çeÅŸitli baskı, eziyet ve iÅŸkenceler yaptılar. Onlarla tüm iliÅŸkilerini kestiler. Müslümanlara ne bir mal sattılar ne de onlardan bir mal aldılar. Bu nedenle Müslümanlar çok zor durumda kaldılar. Fakat hiçbir ÅŸey Müslümanları dinlerinden döndüremedi. Hz. Muhammed (s.a.v.) bütün bu zorluklara raÄŸmen Ä°slam’a çaÄŸrısını sürdürdü. Hem Mekkelilere hem de Mekke dışındaki kabilelere Ä°slam’ı duyurmaya çalıştı. Peygamberimiz (s.a.v.) 620 yılında Akabe denilen yerde Medine’den Mekke’ye gelen altı kiÅŸilik bir grupla karşılaÅŸtı. Onlara Ä°slam’ı anlattı, Yüce Allah (c.c.)’tan gelen ayetleri okudu. Bu insanlar da Müslüman oldular. Bir yıl sonra aynı yerde buluÅŸmak üzere Peygamber Efendimizle sözleÅŸtiler. Yurtlarına dönmek üzere Mekke’den ayrıldılar. Medineliler 621 yılında on iki kiÅŸilik, 622’de ise yetmiÅŸ beÅŸ kiÅŸilik bir grupla Mekke’ye geldiler ve Akabe’de Hz. Muhammed (s.a.v.)’le buluÅŸtular. Peygamberimiz (s.a.v.) Medinelilerle yaptığı üçüncü görüÅŸmede onlara Mekkeli müÅŸriklerin baskılarının ve eziyetlerinin dayanılmaz hâle geldiÄŸini bildirdi. Müslümanların yaÅŸadığı zorluklardan söz etti. Bunun üzerine Medineliler Peygamberimiz (s.a.v.)i ve Müslümanları Medine’ye davet ettiler. Onları kendi canları gibi koruyacaklarına dair söz verdiler.Mekkeli müÅŸriklerin Müslümanlara karşı baskı ve eziyetlerinin iyice artması üzerine Peygamberimiz (s.a.v.) 622 yılında Müslümanlara Medine’ye hicret edeceklerini bildirdi. Bunun ardından Müslümanlar mallarını ve mülklerini Mekke’de bırakarak hicret için gruplar hâlinde Medine’ye doÄŸru yola çıktılar. Bunu öÄŸrenen Mekkeli müÅŸrikler iyice endiÅŸeye kapıldılar. Çünkü Ä°slam’ın yayılıp güçlenmesini istemiyorlardı. Bu nedenle de son çare olarak Hz. Muhammed (s.a.v.)i öldürmeye karar verdiler. Bunun için her kabileden birer temsilci seçtiler ve bir gece Peygamberimiz (s.a.v.)in evini kuÅŸattılar. Ancak Hz. Muhammed (s.a.v.) gece karanlığında kimseye görünmeden evden çıktı ve arkadaşı Hz. Ebu Bekir’in yanına gitti. Kendisindeki Mekkelilerin emanetlerini ise sahiplerine teslim etmek üzere Hz. Ali’ye bıraktı. Yatağına da onu yatırdı. Daha sonra en sadık dostu Hz. Ebu Bekir’le birlikte Medine’ye doÄŸru hicret için yola çıktı. Mekkeli müÅŸrikler sabahleyin Peygamberimiz (s.a.v.)in yatağında Hz. Ali’yi görünce çok ÅŸaşırdılar ve Peygamberimiz (s.a.v.)in evden ayrıldığını anladılar. Hemen atlı birlikler oluÅŸturup onu yakalamak için yollara düÅŸtüler. Peygamberimiz (s.a.v.)i bulup getirene yüz deve ödül vadettiler. 

Sevr dağındaki  maÄŸaranın önüne yuva yapan güvercin                                                          SEVR DAÄžI

ve örümcek ağı (Temsili)                                                                                                                             

 

 

Peygamberimiz (s.a.v.) Hz. Ebu Bekir’le birlikte bir süre Sevr Dağı’ndaki bir maÄŸarada saklandı. Mekkelilerden bir grup bu maÄŸaranın önüne kadar geldi. Ancak maÄŸaranın giriÅŸine bir örümceÄŸin aÄŸ ördüÄŸünü ve bir güvercinin yuva yaptığını gördüler. Bu nedenle de içeride kimsenin olmadığını zannettiler ve oradan uzaklaÅŸtılar. Onların maÄŸaranın önünden ayrılmasından sonra Peygamberimiz (s.a.v.) ile Hz. Ebu Bekir maÄŸaradan çıkıp Medine’ye doÄŸru tekrar yola devam ettiler. Kuba denilen yere geldiklerinde burada bir süre konakladılar. Peygamberimiz (s.a.v.) Kuba’da bir mescit yaptırdıktan sonra Medine’ye doÄŸru yollarına devam ettiler. Bir cuma günü Medine yakınlarındaki Ranuna Vadisi’ne geldiler. Peygamberimiz (s.a.v.) burada öyle vaktinde ilk kez cuma namazı kıldırdı. Uzun ve meÅŸakkatli bir yolculuktan sonra 24 Eylül 622’de Medine’ye ulaÅŸtılar. Medineliler, Peygamberimiz (s.a.v.) ile Hz. Ebu Bekir’i büyük bir sevinç ve coÅŸku içinde karşıladılar. 

Hicretle birlikte Müslümanlar Mekkeli müÅŸriklerin baskı ve zulmünden kurtuldular. Dinlerini özgürce yaÅŸama imkânı buldular. Hicretten sonra Ä°slam dini Arabistan’da daha hızla yayılmaya baÅŸladı.

                                                                                                                                                   

                     

                                                                                                                                                         

 

                                       KUBA MESCÄ°DÄ°

bottom of page